NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
160 - (1912) حدثنا
يحيى بن يحيى
قال: قرأت على
مالك عن إسحاق
ابن عبدالله
بن أبي طلحة،
عن أنس بن
مالك؛
أن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم كان يدخل
على أم حرام
بنت ملحان
فتطعمه. وكانت
أم حرام تحت عبادة
بن الصامت.
فدخل عليها
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم يوما
فأطعمته. ثم
جلست تفلي
رأسه. فنام رسول
الله صلى الله
عليه وسلم، ثم
استيقظ وهو يضحك.
قالت: فقلت: ما
يضحكك؟ يا
رسول الله!
قال (ناس من
أمتي عرضوا
علي غزاة في
سبيل الله.
يركبون ثبج
هذا البحر.
ملوكا على
الأسرة. أو
مثل الملوك
على الأسرة).
(يشك أيهما
قال) قالت
فقلت: يا رسول
الله! ادع
الله أن يجعلني
منهم. فدعا
لها. ثم وضع
رأسه فنام. ثم
استيقظ وهو
يضحك. قالت
فقلت: ما يضحكك؟
يا رسول الله!
قال (ناس من
أمتي عرضوا علي
غزاة في سبيل
الله) كما قال
في الأولى.
قالت فقلت: يا
رسول الله!
ادع الله أن
يجعلني منهم.
قال (أنت من
الأولين).
فركبت أم
حرام بنت
ملحان البحر
في زمن
معاوية. فصرعت
عن دابتها حين
خرجت من البحر
فهلكت.
[ش
(أم حرام بنت
ملحان) اتفق
العلماء على
أنها كانت
محرما له صلى
الله عليه
وسلم.
واختلفوا في
كيفية ذلك.
فقال ابن
عبدالبر
وغيره: كانت
إحدى خالاته
من الرضاعة.
وقال آخرون:
بل كانت خالة
لأبيه أو
لجده. لأن
عبدالمطلب
كانت أمه من
بني النجار.
(ثبج)
هو ظهره ووسطه.
(مثل
الملوك على
الأسرة) قيل:
هو صفة لهم في
الآخرة، إذا
دخلوا الجنة.
والأصح أنه
صفة لهم في الدنيا.
أي يركبون
مراكب الملوك
لسعة حالهم واستقامة
أمرهم وكثرة
عددهم.
(في
زمن معاوية)
قال القاضي:
قال أكثر أهل
السير
والأخبار. إن
ذلك كان في
خلافة عثمان
بن عفان رضي
الله عنه. وإن
فيها ركبت أم
حرام وزوجها
إلى قبرس
فصرعت عن
دابتها هناك.
فتوفيت ودفنت
هناك. وعلى
هذا يكون قوله
في زمان معاوية
- معناه في
زمان غزوه في
البحر، لا في
أيام خلافته].
{160}
Bize Yahya b. Yahya
rivayet etti. (Dediki): Malik'e ishak b. Abdillah b. Ebi Talha'dan dinlediğim
onun da Enes b. Malik'den rivayet ettiği şu hadisi okudum :
Resûlullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem) Ümmü Haram Bînü Milhân'ın yanına girer o da kendisine yiyecek
takdim edermiş. Ümmü Haram, Übade b. Sabitin nikâhı altında imiş. Bir gün
Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) yine onun yanına girmiş o da kendisine
yemek takdim etmiş.. Sonra (Efendimizin) başını taramaya oturmuş. Derken Resûlullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) uyumuş. Sonra gülerek uyanmış. Ümmü Haram diyor
ki: Ben:
— Seni güldüren nedir ya
Resûlallah? dedim.
«Ümmetimden bir takım
insanlar!. Bana Allah yolunda gaza ederlerken arz olundular. Şu denizin
enginine tahtlar üzerinde kırallar olarak yahut tahtlar üzerinde kırallar gibi
bini (p gidi) yorlar.
(Bu iki cümleden
hangisini söylediğinde râvi şekk etmiştir.)
Ümmü Haram demiş ki
bunun üzerine ben :
— Yâ Resûlallah Allah'a dua et beni onlardan
eylesin. Dedim. Ona dua buyurmuş sonra başını (yastığa) koyarak uyumuş. Sonra
gülerek uyanmış. Ümmü Haram diyor ki ben iyine :
— Seni güldüren nedir ya Resûlallah dedim. O
birinci defada dediği gibi :
«Ümmetimden bir takım
insanlar!.. Bana Allah yolunda gaza ederlerken arz olundular...» buyurdu. Ben:
— Ya Resûlallah Allah'a dua et beni onlar'dan
eylesin. Dedim. «Sen evvelkilerdensin!»
buyurdular.
Sonra Ümmü Haram Binti
Milhân Muaviye zamanında (Gemiye) binmiş ve denizden çıktığı anda hayvanından
düşerek vefat etmiştir.
161 - (1912) حدثنا
خلف بن هشام.
حدثنا حماد بن
زيد عن يحيى
بن سعيد، عن
محمد بن يحيى
بن حبان، عن
أنس بن مالك،
عن أم حرام،
وهي خالة أنس.
قالت:
أتانا
النبي صلى
الله عليه
وسلم يوما.
فقال عندنا.
فاستيقظ وهو
يضحك. فقلت: ما
يضحكك؟ يا رسول
الله! بأبي
أنت وأمي! قال
(أريت قوما من
أمتي يركبون
ظهر البحر.
كالملوك على
الأسرة) فقلت:
ادع الله أن
يجعلني منهم.
قال (فإنك
منهم) قالت: ثم نام
فاستيقظ وهو
يضحك. فسألته.
فقال مثل
مقالته. فقلت:
ادع الله أن
يجعلني منهم.
قال (أنت من الأولين).
قال: فتزوجها
عبادة بن
الصامت، بعد.
فغزا في البحر
فحملها معه.
فلما أن جاءت
قربت لها
بغلة.
فركبتها.
فصرعتها. فاندقت
عنقها.
{161}
Bize Halet b. Hişam
rivayet etti. (Dediki): Bize Hammâd b. Zeyd, Yahya b. Saîd'den, o da Muhammed
b. Yahya b. Habban'dan, o da Enes b. Malik'den, o da Ümmü Haram'dan -ki bu
kadın Enes'in teyzesidir- naklen rivayet etti. Ümmü Haram şöyle demiş:
— Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bir gün
bize gelerek bizde kaylule yaptı, sonra gülerek uyandı. Ben:
— Annem babam sana feda olsun. Seni güldüren
nedir ya Resulellah? dedim.
«Bana ümmetimden tahtlar
üzerinde kırallar gibi denizin sırtına binen bir kavim gösterildi,» buyurdu.
Bunun üzerine ben;
— Allah'a dua et beni onlardan eylesin, dedim.
«Şüphesiz sen
onlardansın!» buyurdu. Sonra uyudu ve yine gülerek uyandı. Ben de kendisine
sordum. Evvelki sözü gibi cevap verdi. Ben:
— Allah'a dua et beni onlardan eylesin, dedim.
«Sen evvelkiler densin» buyurdular.
Enes demiş ki: Bundan
sonra Ubâde bin Sâmit onunla evlendi ve denizde gazaya çıkarak onu da
beraberinde götürdü, (varacakları yere) vardığında ona bîr katır takdim edildi
o da bindi. Arkacığmdan katır kendisini yere düşürdü ve boynu kırıldı.
162 - (1912) وحدثناه
محمد بن رمح
بن المهاجر
ويحيى بن يحيى.
قالا: أخبرنا
الليث عن يحيى
بن سعيد، عن
ابن حبان، عن
أنس بن مالك،
عن خالته أم
حرام بنت ملحان؛
أنها قالت:
نام رسول الله
صلى الله عليه
وسلم يوما
قريبا مني. ثم
استيقظ وهو
يبتسم. قالت
فقلت: يا رسول
الله! ما
أضحكك؟ قال
(ناس من أمتي
عرضوا علي
يركبون ظهر
هذا البحر
الأخضر) ثم
ذكر نحو حديث
حماد بن زيد.
[ش
(الأخضر) قال
الحافظ في
الفتح: قال
الكرماني: هي
صفة لازمة
للبحر لا
مخصصة. انتهى.
ويحتمل أن
تكون مخصصة
لأن البحر
يطلق على
الملح
والعذب، فجاء
لفظ الأخضر
لتخصيص الملح
بالمراد. قال:
والماء في
الأصل لا لون
له. وإنما
تنعكس الخضرة
من انعكاس
الهواء وسائر
مقابلاته
إليه. وقال غيره:
إن الذي
يقابله
السماء. وقد
أطلقوا عليها الخضراء
لحديث (ما
أظلت الخضراء
ولا أقلت
الغبراء)
والعرب تطلق
الأخضر على كل
لون ليس أبيض
ولا
أحمر. قال
الشاعر:
وأنا الأخضر
من يعرفني *
أخضر الجلدة
من نسل العرب
يعني أنه ليس
بأحمر كالعجم].
{162}
Bize bu hadisi Muhammed
b. Rumh b. Muhacir ile Yahya b. Yahya rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize Leys,
Yahya b. Saîd'den, o da ibni Habban'dan, o da Enes b. Malik'den, o da teyzesi
Ümmü Haram Binti Milhan'dan naklen onun söylediğini haber verdi:
ResûlulIah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem) bir gün bana yakın bir yerde uyudu. Sonra gülümseyerek
uyandı. Ben:
— Ya Resulallah seni
güldüren nedir? dedim.
«Ümmetimden bir takım
insanlar bana arz olundular. Şu yeşil denizin sırtına biniyorlar...» buyurdu.
Bundan sonra râvî,
Hammâd b. Zeyd'in hadisi gibi rivayette bulunmuştur.
{…}
Bana Yahya b. Eyyub ile
Kuteybe ve ibni Hucr da rivayet eltiler. (Dedilerki): Bize ismail -Bu zat ibni Ca'fer'dir-
Abdullah b. Abdirrahman'dan rivayet ettiki o da Enes b. Malik'i şunu söylerken
işitmiş:
— Resûlullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem) Enes'in teyzesi Bint-i Milhana gelerek başını onıuı yanına
koydu.
Râvi hadîsi ishak b.
Ebîralha ile Muhanımed b. Yahya b. Habbân hadîsleri mânasında rivayet eylemiştir.
izah:
Bu hadisi bütün kütüb-ü
sıtte sahipleri «Cihad» bahsinde muhtelif râvilerden tahric etmişlerdir.
Tirmizi onun hakkında: «Hasen Sahihtir» demiştir. Buhari onu «Rü'ya» ve
«isti'zan» bahislerinde de rivayet etmiştir. İbni Abdılberr'e göre Ümmü Haram
Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in süt teyzelerinden biridir. Bazıları
babasından yahut dedesinden teyzesi olduğunu söylemişlerdir. Ebü Ömer:
«Bunların hangisi olursa olsun Ümmü Haram Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in
mahremidir» diyor.
Kaylûle uyku olsun
olmasın günün ortasında yapılan istirahattır.
Nebi (Sallallahu Aleyhi
ve Sellem)'in iki defasında da gülerek uyanması haber verdiklerini rü'yasmda
gördüğüne Ümmü Haram va her iki defasında «Allah'a dua et beni onlardan
eylesin» diye ricada bulunması rü'yaların ayrı ayrı şeyler hakkında görüldüğüne
delalet eder. Nitekim birinci rü'yasında deniz, ikincide kara şehitlerini
gördüğü rivayet olunur.
Ulema Hz. Ummü Haram'ın
şehit düştüğü bu gazanın ne zaman yapıldığında ihtilâf etmişlerdir. Buradaki
rivâyetde Hz. Muaviye zamanında yapıldığı görülüyorsa da Kadi îyad ekseri siyer
ulemasının kavillerine göre bunun Hz. Osman (Radiyallahu anh) zamanında
yapıldığını .söylemektedir. Ümmü Haram hazretleri anhûma) zamanında yapıldığını
söylemektedir. Ümmü Haram hazretler; kocası ile beraber gemiye binerek Kıbrıs'a
gitmiş orada hayvanından düşerek vefat etmiştir. Kabri bugüne kadar «Hala
Sultan Türbesi» namiyle ziyaret edilmektedir. Şu halde Müslim'in rivâyetindeki
«Muaviye zamanında» tabirinden murad Muavîye'nin ordusunda bulunmuş manasına
olup Muaviye'nin halifeliği zamanında manasına gelmez. Bununla beraber hadisi
zahiri manasına hamlederek: «Bu hâdise Muaviye'nin hilafeti zamanında olmuştur»
diyenler de vardır,
Esahh kavle göre Kıbrıs
adası harble alınmış Hz. Ümmü Haram adaya çıkacağı sırada katırdan düşerek
vefat etmiştir.